Gençler Evlenmeye Korkuyor! Boşanmalar Artıyor..

Gençler evlenmeye korkuyor; evli olanlar arasında boşanmalar artıyor. Anlatacaklarımız bir uzman öğüdü değil, kendisinin veya başkalarının düştüğü çukurların önüne “dikkat” tabelâsı çakan bir abinizin sözleridir.

Evlilik Zorlaştırılıyor..

Evlilik, iki insanın “ben” demekten vazgeçip “biz” demeye karar vermesidir. Bu “Biz” dışa karşı, yani gelinin ve damadın ana-babası da dâhil, herkese karşı yeni bir ailedir. Bu ailenin mahremiyeti vardır ve muhafaza edilmelidir.

Söz-nişan aşamasında dahi eşlerin sırları teşhir edilmemelidir. Vazgeçilse, evliliğe gidilmese bile olan bitenler, hediyeler, güzel ve acı anlar setredilmelidir. Bu mahremiyet, teşhir edildikçe hem çift hem de cemiyet zarar görür.

Allah Hidayet Nasip Ettikten 24 saat sonra vefat etti..

Evliliğe doğru yaklaştıkça damat ve gelinin ailelerinden nefsanî tezahürler olabilir. “Hiç kimse bizim oğlumuz/kızımız için yeterince iyi olamaz” hastalığı bunlardan biridir. Zannedilenin aksine bu kibir, Türkiye’ye has değildir. Kimi soyuyla, kimi zenginliğiyle kibirlenir.

Damat ve gelin, vakarlı bir biçimde bu kuşatmayı bertaraf etmelidir. Dirayet gösterilirse bir müddet sonra “dışarının” yeni çifte hürmet etmeye başladığı görülecektir. Yoksa “bir defa evleniyoruz, onu kırmayalım, bu darılmasın” derken işler düğümlenir.

İnstagram, FaceBook derken insanlar yatak odalarını dahi teşhir etmeye başladılar. Evlilik bir oyun değildir; mahremiyet duvarlarınız ne kadar kalın ve yüksek olursa, mutluluğunuz o kadar gerçek ve bâkî olur. Eşinizin, çocuklarınızın resimlerini teşhir etmeyin.

Evlendikten sonra “Ben”lerin “Biz”e dönüşmesi birkaç sene sürebilir. Yeni yapılan bir bina gibidir evlilik. Temellerin zemine oturması vakit alır. Bu sürede, sizi o kıza/erkeğe yaklaştıran cazibe ateşinin gerçek bir aşka dönüşmesi için gayret göstermelisiniz.

Evet, aşk zannettiğiniz ve sizi evliliğe götüren o ilk ateş (genellikle) sönecektir. O sönmeden, muhabbeti, merhameti ve adaleti tesis etmelisiniz. Ancak bu şekilde, kıymetli bir parfümün yavaş yavaş bitki gövdesinden damıtılması gibi siz de gerçek aşkı damıtıp “Biz” olacaksınız.

Evliliğe tekrar döneceğiz ama biraz da boşanmadan bahsedelim. Boşanma Müslümanlara helâldir ama… tabiri caizse Allah’ın en “sevmediği” helâldir. Elbette anlaşamayan çiftler boşanmalı. Birbirine ve çocuklara eziyet etmemeli. Ama… ama’sı var…

%40 boşanma oranıyla yıkılan yuvaların normalleştiği Fransa’da bile boşanan aile çocuklarında ciddi sorunlar görüyoruz. Boşanma kararı almadan önce eşler şunu iyi bilmeli: Boşandıktan sonra hiç evlenmemiş gibi olmayacaksınız. Neden?

Bu insanla bir geçmişiniz var. Hatıralarınız var. Belki çocuklarınız var. Terk ettiğiniz bir şehir, eşinizin işi yüzünden terk ettiğiniz bir mesleğiniz var. Belki ortaklaşa borçlanıp aldığınız bir ev var. Boşanmak, zamanı geri almak değildir; bunu unutmayın. Şu soruya net cevap arayın önce:…

Acaba boşandıktan sonraki hayatım şimdikinden daha iyi mi olacak? Ayrılacağım kadın/erkek için de öyle mi? Ya çocuklarım? Evliliğimi kurtarmak için hiçbir çare yok mu?

Avukatlar sırtınızdan para kazandıkları için sizi boşanmaya itecektir. Bu yolda çok müttefik bulamayacaksınız. Agâh olun.

Gözlediğimiz başarısız boşanmalarda insanların zamanı geri sarmaya çalıştıklarını gördük. Zamanın “içinde” tahakkuk eden bir olayın iptali, geçen yılları iptal etmez; iyi düşünün. İntikam için boşanmayın.

Boşandıktan sonra mahremiyet duvarlarını yıkmayın. Eski eşinizin hukukunu koruyun; sırlarını teşhir etmeyin. Çünkü eski eşiniz olması, sırların sadece ona değil hâlâ size de ait olduğu gerçeğini değiştirmez.

Evlenirken imanı, edebi ve aklı, dış görünüşün üstünde tutun. Kıyafete, markalara, para pula çok değer veren insanların başarılı evlilikler kurması zor oluyor. Erkekler kadınlardan daha geç olgunlaşıyor. Bu da göz önünde tutulması gereken bir gerçek.

Evlenmekten korkmayın. Seyahate gider gibi evliliğe “hazır” olmazsınız. Evleneceksiniz ve duruma alışacaksınız  Bir erkeğin bu dünyada tadabileceği en büyük hazlardan biri, akşam olunca gideceği bir yuvası olmasıdır.

Evlenirken her şeyi tamam etmeyin. Karı-kocanın evin eksiklerini yavaş yavaş tamamlaması güzeldir. Yuva yapan kuşlar gibi, “şuyumuz eksik, paramız bitti; bir daha ki ay bunu alalım” derken Ben’ler “biz” olur.

Cenab-ı Hakk evlilik konusunda Nûr suresinin 32ci ayetinde “sizden bekâr olanları (…) evlendirin. Eğer yoksulsalar Allah onları lütfuyla zengin eder ve hiç şüphesiz lütfu sonsuz olan ve her şeyi bilen Allah’tır” ilahi emri ile evlenmeyi farz kılmıştır.

Bu ayeti kerime nikâhın bolluk ve bereketi beraberinde getireceğini de müjdelemektedir. Peygamber Efendimiz (SAV) ise bir hadiste “nikâhın hayırlısı kolay olup bitendir” demektedir. Buna binaen nikâhın en kolay biçimde gerçekleşmesi ne özen gösterilmelidir.

Nisa suresinde (187) “kadınlarınız sizler için elbise ve siz de onlar için birer elbisesiniz” denilmekte. Eşlerin birbirlerine Cenab-ı Hakk’ın Settâr yani sırlayıcı mânâsındaki ism-i şerifinin tecelligâhı oldukları işaret ediliyor. Yani?

Eşler iyi günde ve kötü günde birbirlerinin hata ve kusurlarını örten, başkalarına sızdırmayan, hal ve tavırda olmaları gerekir.

Ayrıca Efendimiz’in (SAV) buyurduğu üzere “Kadınlar erkeklerin tamamlayıcısıdırlar”. Yani erkek karısının kadrini ve kıymetini iyi idrak etmek mecburiyetindedir; zevcesiz erkek, eksik erkek demektir.

Yine bir hadiste buyurulur ki “Cenab-ı Hakk kime saliha bir kadın nasip etmiş ise onun dininin yarısını imarına yardım etmiş demektir. Kendisi de geri kalan yarısına mamur etmek için gayret etsin ve Allah’ın emirlerine uysun”.

Rum suresinde (21)” Allah’ın yanlarında sükût bulasınız diye nefislerinizden sizlere eşler halk etmiş olması ve aranızda sevgi ile merhameti hâsıl etmesi de O’nun işaretlerindendir. Doğrusu bunda tefekkür etmesini bilen bir topluluk için ibretler vardır” diye buyurulmuş.

“Allah buyurdu ki ‘benim için sevenler sevgimi hak ettiler; benim için buluşanlar sevgimi hak ettiler; benim için birbirlerine öğüt verenler sevgimi hak ettiler; benim için birbirlerini dolaşanlar sevgimi hak ettiler. Birbirlerini sevenler nûrdan minberlerdir; onların yerlerine peygamberler, muhakkikler ve şehitler bile gıpta ederler” (Hadis)

“Ben size her hakkı haram ederim ama iki zaîfin hakkını daha çok haram ederim. Bunlardan birisi yetim hakkı diğeri kadın hakkıdır. Bu her iki hak da hürmette cümle hakların üstündedir” (Hadis)

Bu sevgi ve hakkı karşılıklı koruma azmi ailenin bütünlüğünün garantisi olur; boşanmanın önüne geçer. Evliliği bir ibadet şuuruyla yaşamak gerekir.

Evlilikte daima eşlerin birbirlerine karşı hakkı ve sabrı tavsiye etmeleri ve sabır göstermeleri gerekir. Allah sabredenlerle beraberdir ve zorluklar karşısında sabrederek beklemek ibadettir.

Nikâh dinin yarısıdır. Eşler birbirlerine kimsenin nüfuz etmeye hakkı olmayan bir örtü gibidir; birbirlerinin eksik yanlarını tamamlarlar. Eşlerin birbirlerine sevgisi ve hizmeti Cenab-ı Hakk’ın indinde ibadet gibidir.