Kader Seçiminin Perde Arkası..
Türkiye ile birlikte dünyanın kaderinin de değişeceği 14 Mayıs seçimleri için artık son haftaya giriyoruz, Süre daraldıkça kartlar daha da açıktan dağıtılmaya başlandı, Her iki tarafta son kozlarını oynayacağı kritik bir süreç başlamış oldu. Erdoğan son haftaya rahat ve kendinden emin bir şekilde girerken, millet İttifakında ise tam tersi bir durum hakim. Önümüzdeki hafta içi çok sıcak gelişmelere gebe, Artık herkes tarafını net bir şekilde belli etmeye başladı.
Kamuoyu araştırmaları Erdoğan’ın seçimi çok rahat kazanacağını gösteriyor, Seçimi kaybedeceğini anlayan Kılıçdaroğlu ve arkasındaki Avrupa her geçen gün daha da hırçınlaşmaya başladı. Son zamanlarda Kılıçdaroğlu, Akşener, Davutoğlu ve Bebecan’ın tvdeki görüntüleri, yüz ifadeleri Herşeyi anlatmaya yetiyor, gergin ve saldırgan bir tutum içindeler, ayrıca yüzlerine bir korku ve gerginlik yansıyor. Argo dil kullanacak kadar seviyesiz bir hale bürünüyorlar, Tabi ki sadece Kılıçdaroğlu ve Avanesinde değil, ağababaları olan Avrupa’da da aynı korku ve gerginlik yaşanıyor.
Önce İngiliz The Economist, ardından Fransız L’express, Le point ve son olarak Alman der spigel peş peşe Erdoğan’a karşı kin ve nefretlerini kusdular. Erdoğan’ın kazanacağını anlayınca Diktatör yakıştırması yaparak, her zaman ki kılıfları olan demokrasi kavramının arkasına sığındalar. Hakeza Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesi ve kazanması için açıktan destek mesajı yayınladılar, vahim yanı ise şimdiden çamura yatarak seçim sonuçlarının meşruluğunu ve güvenliğini sorgulamaya başladılar.
Muhalefet cephesinde yaşanan bu korku ve panik sadece seçimi kaybedeceklerini için değil, devletin istihbartında olan ses kaydı ve videolar da bu yaşanan gerginliğin ana nedeni, İlk olarak Soylu’nun açıkladığı ve Erdoğan’ın Twitter da gündeme getirdiği bu kayıtlar onlarda büyük paniğe neden oldu. Bu kayıtlar içerisinde FETÖ Elebaşı, HDP ile yapılan gizli pazarlıklar var, Dahası Avrupa ülkelerine ve ABD’ye verilen vaatlerde var, Farkındaysanız seçim sloganları bile Sana Söz diye başlıyor. Sana söz derken bizlerden bahsetmiyorlar, bilakis Fetöye, ABD’ye, İngiltere’ye, Kandile Söz veriyorlar.
Peki onlara hangi sözler vaad edildi? Neden bu şer güçler Kılıçdaroğlu tarafında birleşti? Yapılan bu ikili görüşmelerde bölgesel özerklikten, mavi vatana, Akdeniz ve Karadeniz’deki haklarımızdan Kıbrıs meselesine, Suriye ve Libya’dan Rusya ile ilişkilerimize kadar bir çok sözler verildi. Enerjide ki kazanımlarımız ve birçok projenin iptaline kadar yapılan kirli pazarlıklar yapıldı. Her bir satırı ülkenin parçalanmasına yönelik ihanetler ile dolu. Gerek Kılıçdaroğlu’nun ABD’ deki kayıp 8 saati ve kapalı kapılar ardında HDP ile yapılan görüşmeleri ile Akşener’in Büyük elçiler yaptığı görüşmelerde bu kayıtlarda var.
Avrupa medyasının da peş peşe tesadüf olarak görülmeyecek saldırgan tutumlarının arkasında da istihbari çalışmalar yatıyor. Bu hafta içinde kayıtlar ortalığa saçılacak, Kimler kimlerle beraber ne işler çevirdikleri Günyüzüne çıkacak. O yüzden seçimler için bu son hafta çok sürprizler yaşanacak, Erdoğan’ın seçimler öncesi bitirici son hamlesi bu hafta içinde gelecek.
14 Mayıs Mayıs akşamı Erdoğan’ın zaferi ile Türkiye Dünya ile birlikte yeni bir döneme girecek. CHP ve Avanesinin ülke üzerindeki tasallutu sona erecek, Zaten bir çoğu muhtemelen kaçacaklar, Fetö ve HDPKK’nın da umutları bitecek. Türkiye Yeni yüzyılda bu şer odaklarına karşı asla müsamaha göstermeyecek. Haç ile Hilalin Savaşında kazanan taraf Hilal olacak, Avrupa ve ABD’nin Erdoğan’ı doğal yollarla indirme hayalleri sona erecek.
Kritik bir süreç bizleri bekliyor zira herşey seçim akşamı bitmeyecek, Seçimlerden sonra ki dönem de sancılı olacak. Şu unutulmamalı ki Küresel güçler kesinlikle Erdoğan’ın Türkiye Yüzyılı projesini istemiyor ve engellemek için ellerinden geleni yapacaklar. Türkiye tam bağımsızlığına giden yolda her türlü saldıraları aşacak güçtedir, Sandığa giderken unutmayın ki Güçlü ve Müreffeh Türkiye’nin önünde son bir engel kaldı ve o engeli aşmak tamamen sizin iradenizde..
Allah’a Emanet olun..