Ayakkabı Bot ve çizme Günlük ayakkabı Bot ayakkabı modelleri Çizme ayakkabı Terlik ayakkabı Sandalet Babet Spor ayakkabı Topuklu ayakkabı İç giyim Mayo Çorap Fantezi giyim İç çamaşır takımları Sütyen Gecelik Pijama takımı Gece elbisesi Plaj giyim Giyim Büyük beden Tesettür Etek Trenckot tarz eşofman takımları bayan Mont Gömlek Pantolon T-shirt Sweatshirt Kırmızı elbiseler Ceket Çanta Çanta aksesuarlar Bebek bakım çantası Spor çanta Okul çantası Laptop çantası Portföy çanta Bel çantası Postacı çantası El çantası Sırt çanta Bebek bakım çantası Omuz çantası
Adana escort Ankara escort Bursa escort Antalya escort İzmir escort Mersin escort Samsun escort Gaziantep escort Eskişehir escort Bodrum escort Denizli escort Kayseri escort Konya escort Kuşadası escort Alanya escort İzmit escort Kocaeli escort Malatya escort Diyarbakır escort escort Beylikdüzü escort Ataköy escort Bakırköy escort Avcılar escort Şirinevler escort Bahçeşehir escort Merter escort Mahmutbey escort Kayaşehir escort Büyükçekmece escort Küçükçekmece escort Başakşehir escort Halkalı escort Esenyurt escort Sarıyer escort Bahçelievler escort Yenibosna escort dubai escort girl krypton escort seks hikayeleri sex hikayeleri sex izle porno izle paply.org
Bediüzzaman Hazretleri gördüğü bir rüyayı şöyle anlatır:
“Meşhur Ağrı Dağı denilen Ararat Dağı’nın altındayım. Birden o dağ, müthiş infilak etti.. Dağlar gibi parçaları, dünyanın her tarafına dağıttı. O dehşet içinde baktım ki, Merhum validem yanımdadır..
Dedim:
“Ana, Korkma! Cenab-ı Hakkın emridir. O Rahim’dir ve Hakim’dir.”
Birden o halette iken baktım ki mühim bir Zat bana diyor ki:
“İcaz-ı Kur’an’ı beyan et!”
Uyandım. Anladım ki bir büyük infilak olacak.
O infilak ve inkılaptan sonra Kur’an etrafındaki surlar kırılacak. Doğrudan doğruya Kur’an kendini müdafaa edecek. Ve Kur’an’a hücum edilecek. İ’cazı onun çelik bir zırhı olacak.”
Kur’an’ın etrafındaki surlardan murad, hiç şüphesiz evvela Efendimiz Aleyhisselam’ın sünnet-i seniyyesidir. Çünkü bizler Cenab-ı Hakk’ın Kur’an’daki emir ve yasaklarının hayata aktarılışını en başta ve en mükemmel bir surette Efendimiz Aleyhisselam’ın hayatı ile müşahade ettik ve onu örnek aldık.
Efendimiz Aleyhisselam’ın hayatı bu itibarla Kur’an’ın pratize edilmiş halidir. Rasulullah’ ın hayatı tefsir olunmuş Kur’an ve kendisi bizzat yaşayan İslam idi. Hakikat düşmanları İslam dini yeryüzünü şereflendirdiği andan itibaren var güçleriyle insanlığın bu kurtuluş reçetesine ulaşmasının ve bununla dertlerine derman olacak sebeplere müracaat etmesinin önüne geçmeye çalıştılar. Biliyorlardı ki hakikat ortaya çıkınca kendi sultaları yer ile yeksan olacak.
Hak, batılı zail edecek! Hakikatın nuru, küfrün zülmetini boğacaktı. Fakat Cenab-ı Hak hikmet ve imtihan gereği bu şer cenahına da kıyamete kadar mühlet verdi. İslam’a saldıranların binbir desiselerinden biri olan oryantalizm kısa ve öz ifade ile, Kur’an’ın etrafındaki surları yıkmak ve böylece Kur’an üzerinde rahatça tahrifat yapabilmek, bu hedef doğrultusunda Peygamber (S.A.V) ‘in risaletinde şüphe uyandırmak ve Hadis-i Şerifler’in ilk üç asır içinde uydurulmuş olduğu iddiası ile sünneti itibardan düşürme gayreti ile doğrudan sünnete karşı savaşmak…
“Bize Kur’an yeter ! “sloganı üzerinden Peygambersiz bir İslam anlayışını Müslümanlar’a aşılamaya çalışanların son zamanlarda karanlık bir takım eller tarafından yeniden sahneye çıkarılması böylesi durumlara karşı her zaman heybemizde yeterli bilgiyi, aklımızda yeterli şuuru ve kalbimizde bu desilere karşı yeterli inancı eksiksiz bulundurmamız gerektiğini bize ihtar ediyor.
Kıymetlı kardeşler!
Cenab-ı Hak, peygamberden kopuk bir İslam anlayışının mümkün olamayacağını gayet açık/ sarih bir şekilde Kur’an-ı Kerim’inde bizlere açıklıyor. Konu ile ilgili sadece bir kaç ayet-i kerimeyi aktarıyorum:
“… Resul size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah’tan korkun…” (Haşr Suresi, 7)
“Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü’min bir erkek ve mü’min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Resûlü’ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır.” (Ahzab Suresi, 36)
“Kim, Peygamber’ e itâat ederse Allah’a itâat etmiş olur…” (Nisâ, 4/80).
Sadece ilk ayet-i kerimeye dahi insaflı bir nazar ile bakıldığında görülecek ki Cenab-ı Hak Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’a emretme ve yasaklama yetkisi vermiştir. Şüphesiz Allah Kur’an’ı kıyamete kadar muhafaza edeceği gibi ayet-i kerime ile bizleri uymada sorumlu tuttuğu Efendimiz Aleyhisselam’ın sünnetini de en sahih şekli ile kıyamete kadar muhafaza edecektir.
Sünnet-i seniyyeyi devreden çıkarmak için hadis düşmanlığı yapan bu güruhun muteber İslam alimlerinin beyanlarına karşı nasıl bir tavır takınacağını tahmin etmek hiç zor olmasa gerek. Başta da belirttiğimiz gibi maksat, Kur’an’ın etrafındaki surları yıkıp Kur’an üzerinde istedikleri gibi tahrifat yapabilmek. Oysa İslam büyüklerinin işareti ve irşadı ile İslam, Kur’an ve sünnet birbirinden ayrılmaz bir bütündür anlayışı ta Efendimiz Aleyhisselam’ın zamanından bu döneme kadar geldi..
Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin buyurduğu gibi i’cazı onun çelik zırhı olacak..
Kıymetli kardeşler!
Kur’an’ın bir ismi de meciddir.
Yani cazibesini ve izzetini kendinden alan… O’nun cazibe ve izzeti, müntesiplerinden değil, bizzat zatından olduğu için, karanlık zihniyetlilerin oyunları kendisine hiçbir zarar veremedi, vermeyecek.!
Netice olarak diyebiliriz ki:
Yüce Allah’ın beşere kendi içinden birisini örnek seçerek bir peygamber göndermiş olması insanlık için en büyük bir lütuftur. O’na inanmak sadece O’nun peygamber olduğunu tasdik etmek demek olmayıp O’na itâat etmeyi de gerektirir.
Yüce Allah O’nu bizzat kendisi terbiye etmiş, kitabında O’nun üstün bir ahlâk sahibi olduğunu ve örnek olarak alınması gerektiğini ifâde etmiştir. İslâm dininin gerek ibâdet, ahlâk ve gerekse sosyal hayata geçirilmesi hususunda, Hz. Peygamber’in, O’nun sözlerinin ve uygulamalarının önemli bir yeri olduğunu gayet iyi bilen din düşmanları, doğrudan doğruya Kur’ân’a saldıramadıkları için Hz. Peygamber’in ve O’nun sünnetinin dindeki yerini sarsmaya, Hadîsler üzerinde şüphe uyandırmaya çalışmaktadırlar.
İnananların bu oyuna gelmemeleri, Hz. Peygamber’in önderliğine ve O’nun sünnetinin rehberliğine sımsıkı sarılmaları gerekir.
Mesut Polat