Türkiye ve Dünya’da Ahlak Tamamen Çöktü..
Ahlaksızlık normalleşerek hayat dengemizi altüst etmeye devam ediyor. Hergeçen gün artan Ahlaksızlık hayatın her alanında kendini hissettiriyor. İnsanoğlu ahlaki değerlerden yoksun olarak kendi öz benliğini yitiriyor..

Yedi Güzel Adam’dan biri olan Cahit Zarifoğlu’nun “Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim” dizeleri hislerimize tercüman oluyor. Hergeçen artan Ahlaksızlık normalleşerek hayat dengemizi altüst ediyor. İnsanlık Alemi kendi öz benliğini yitirerek, hayvani bir nefs ile alaşağı bir duruma sürükleniyor..
Ahlaksızlık ve Manevi Çöküş
İlk İnsan ve ilk Peygamber Hz. Adem (as) den beri insanoğlu tarihin her döneminde şeytanın aldatmasıyla isyan ve azgınlıkta bulundular. Bir çok kavim ve medeniyet ahlaki değerleri yitirdiği için helak edildiler. Helak edilme Nedenleri arasında Allah’a ortak koşma, Sapkınlık, haksız kazanç ve stokçuluk, güçsüz olana zulmetme gibi haddi aşan sebeplerdir.
İnsanlık tarihinde Ahlaksızlık ve haddi aşmanın yaşandığı ilk evre Nûh tufanı öncesiydi. O yüzden Tufan gibi büyük afet ile helak oldular. Kur’an-ı Kerim’de tufandan sonra Ad kavmi, Sumud kavmi, Lut kavmi, medyen kavmi gibi topluluklar çeşitli nedenlerle helak oldular..
Nefisler Kemalata Erdi..
Yaşadığımız bu çağ ise geçmişte helak edilen kavimlerden daha beter bir halde Ahlaksızlık, Sapkınlık ve delalet içerisinde. Gavsi Sani Abdulbaki El Hüseyin’i Hazretlerinin buyurduğu üzere bu çağda “Nefisler artık kemalata erdi” sözü tezahür ediyor. Allah’ın men ettiği, haram kıldığı her ne varsa hepsi fazlasıyla Aleni bir şekilde yapılıyor. Hatta Sapkınlık ve ahlaksızlık öyle bir boyuta geldi ki; Nefisler doygunluktan tatminsizliğe ulaştı..
Bütün bunlara rağmen helak edilmememizin nedeni ise Peygamber Efendimizin “Allahım, benim ümmetimi helak eyleme” duasında saklıdır. Bu dua ile insanlık tarihinde helak Dönemi kapanmıştır. Zaten artan bu Ahlaksızlık kıyamet evresinin yaklaştığının bir habercisidir. Büyüğümüzün dediği üzere; “Ahir zamanın ahiri gitti sadece zaman kaldı” dediği bir dönemdir.
Asıl sorun ise Ahlaksızlıktan ziyade bu çirkin davranışın normalleşmesidir. Zinanın ve eşcinselliğinin sokaklarda Aleni yapılması. Kadınların yatak kıyafetleri bedenlerini teşhir ederek dolaşması. Faizin günlük yaşantımızın bir parçası olması. Fahiş kar, fırsatçılık, haksız kazanç, stokçuluk faaliyetleri ile ticari ahlakın sıfırlanması. Her türlü haramın meşrulaştırılması ile müslümanların duyarsız kalıp artık tepki veremez hale gelmesidir..
Çığırından çıkan bu Ahlaksızlık ve haddi aşma için beşeri bir sistemin yapacağı bir şey yoktur. Artan bu azınlığa ölüm, deprem gibi afetler ile başa gelen musibetler dahi fayda vermiyor. Bilakis daha artmaya devam ediyor. Asrın felaketi olan 11 şehrin yıkıldığı deprem bile bu azgın ve sapkın güruha nasihat vermediği gibi tersine azgınlıkları daha da arttı. Allah-u Teâlâ’nın “İnsanoğlu pek nankördür” âyeti kerimesi yaşadığımız bu çağda daha hissedilir oldu. Birde buna Müslümanların İyiliği emredip, kötülükten sakındırma emrini terk etmeleri ahlaksızlığın zirveye ulaşmasına neden oldu..
Dediğimiz gibi hiç bir beşeri kul veya sistem artık bu ahlaksızlığın önüne geçemez. Bunu ancak Rahmani bir güç ile donatılmış ve desteklenmiş bir irade başarabilir. İnsanlık tarihi boyunca hiç bir dönem bugünkü kadar bir kurtarıcıya muhtaç olmamıştı. Yine Peygamber Efendimizin ifadesiyle “Ahir zamanın fitnesi ve şerrinden Allah’a sığınırım” dediği bu dönemde Rahmani bir güce ihtiyacımız var..
Bütün bu işaretler gösteriyor ki yakın bir zamanda bütün dünyayı çepeçevre kuşatacak, tarihin en büyük savaşına yaklaşıyoruz. Bizim için Melhemei Kübra, onlar için Armegedon Savaşı. Bu büyük savaş ile insanlık Alemi için bir sıfırlama olacak. Tıpkı Nûh tufanı gibi. Savaşın ardından ahlaki değerler 40 veya 50 yıl normalleşecek. Zaten sonrası artık kıyametin fecrine doğru ilerleyecek. Dünya bu yüzden kaçınılmaz sona doğru ilerliyor. En iyisini bilen sadece Allah’tır. Bize ancak Erzurum’lu İbrahim Hakkı Hazretlerinin dediği gibi;
“Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler” demek düşer…