


Tarih dolu: ANİ’DEN ARAS NEHRİ / KARS
Antik kentin kıyısında yer alan Aras Nehri’nin Arpaçay kolu Türkiye ile Ermenistan sınırını oluşturuyor. 24 farklı uygarlığa ev sahipliği yapan bölgede çiçekler arasındaki tarihi kilise kalıntısı ve alt tarafında usulca akan nehir kartpostallık bir görüntü oluşturuyor.

Her yer bembeyaz: PAMUKKALE / DENİZLİ
Dünyanın sayılı doğal güzellikleri arasında yer alan Pamukkale, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Büyüleyici güzellikteki bembeyaz travertenlerin içinde dolaşıp güneşin batışını mutlaka izlemelisiniz.

Dinamit Tepe’deki pistlerden atlayıp yamaç paraşütüyle travertenleri ve Hierapolis Antik Kenti’ni gökyüzünden de görebilirsiniz.

Kaçkarların en güzeli: ALTIPARMAK DAĞLARI / RİZE-ARTVİN
Sanki bir ressamın tuvale çizdiği dağ manzaralarını andıran estetik sırtlar, yükseklikler, buzul gölleri ve yeşilliklerle zirvenin heybetini yansıtıyor.

Burası için Kaçkarların en güzel zirveleri de diyebiliriz. Ulaşım için, biraz yürüyüşe katlanmanız gerek ama sonunda göreceğiniz manzara için kesinlikle değer.

Kıvrımlı menderesler: PERŞEMBE YAYLASI / ORDU
Uçsuz bucaksız yemyeşil düzlüklerin arasında kıvrım kıvrım akan menderesleriyle bir yayla hayal edin. Yaylanın ortasına konumlanan masmavi gölet ve bu göletten çıkan akarsuyun oluşturduğu menderesler, bölgenin estetik değeri.

Akarsu, ‘s’ şeklinde menderesler çizdikten sonra derin bir vadiye girerek, Çisenti Şelalesi’ni oluşturuyor. Burası mutlaka görülmeli…

Doğanın kalbinde: KARAGÖL / ARTVİN
Artvin Borçka’da bulunan Karagöl, fotoğraf ve doğa tutkunlarının ilgisini çekiyor. Türkiye’nin saklı cennetlerinden biri olarak gösterilen Karagöl, yöredeki diğer bazı göller gibi 1800’lü yılların başında meydana gelen heyelanda küçük bir derenin önünün toprak kütlesiyle kapanması sonucu oluştu.

Borçka’ya 27 kilometre mesafede yer alan göl ile çevresindeki vadiler ve yaylalarda ortaya çıkan manzara, şehir ve iş yaşantısının stresinden uzaklaşıp, doğayla baş başa vakit geçirmek isteyenleri kendine çekiyor.

Özellikle çöken sisle beraber, çam ağaçlarının gölün üzerine yansıyan manzarası harika. Çadırınızı yanınızda getirip imkânınız varsa bu manzaraya karşı kamp yapmadan sakın dönmeyin.

Bulutların üzerinde: POKUT YAYLASI / RİZE
Çamlıhemşin’de 1800 metre yükseklikte yer alan yaylada bulutların deniz gibi altınızda akıp gittiğine tanık olacaksınız. Çam ağaçlarıyla dolu yayla, dağların ortasında terası andıran doğal yapısıyla sizi manzaranın içine çekiyor.

Yaz tatilinize eklemelisiniz: ÖLÜDENİZ / MUĞLA
Manzarasıyla yıllarca Türkiye’nin turizm tanıtım afişlerini süsleyen Ölüdeniz göle benzeyen doğal oluşumu ve çevresindeki yemyeşil manzarasıyla büyülüyor.

En güzel kareyi kuşbakışı olarak Likya Yolu’ndan ve Babadağ’dan yamaç paraşütüyle atlayıp Ölüdeniz’in üzerinde süzülürken görebilirsiniz. Bu yaz için plan yapmadıysanız burayı listenize eklemelisiniz…

Kuş cenneti: GEDİZ DELTASI / İZMİR
Gediz Nehri’nin eskiden denize döküldüğü yerde bugün lagünler, tatlı ve tuzlu su bataklıklarından oluşan ekosistem adeta bir doğa mucizesi. ‘İzmir kuş cenneti’ olarak da bilinen Gediz Deltası’nda flamingo ve pelikanları izlemek çok keyifli…

Eşsiz coğrafya: KAPADOKYA / NEVŞEHİR
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki peribacalarıyla ünlü Kapadokya’yı hâlâ görmediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz. Dünyaca eşi benzeri olmayan bir coğrafya burası… Gündoğumunda balona atlayıp vadinin üzerinde süzülürken peribacalarının kızıllığı ve gölgeler harika manzaralar sunuyor.

Yeşil ve turkuaz: KELEBEKLER VADİSİ / MUĞLA
Vadinin en güzel manzarasını Likya Yolu rotası üzerindeki Faralya’dan görebilirsiniz. 350 metre yükseklikten sarp kayalarla çevrili vadi, kelebeklerin yaşadığı yeşilliğin ardından eşsiz bir denize açılıyor.

Yeşilin ve turkuazın bütün tonlarına karıştığı bu cennet köşe, kendinizi kanatlarını açıp tatlı tatlı uçan bir kelebek gibi hissedeceğiniz muhteşem bir güzellik…