Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Az Bulutlu
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Pts 17°C
Sal 17°C
Çar 19°C
Per 18°C

Hastalık ve Belalardan Kurtulmanın Reçetesi..

Hastalık ve Belalardan Kurtulmanın Reçetesi..
Ağustos 24, 2023 9:15 am
39

Hastalık ve belalardan nasıl kurtulabiliriz?

İnsanın, vücuduna ziyan verecek şeylerden sakınacak kadar tıp ilminden bilmesi müstehaptır. Zira tıp ilmi vücudun sıhhatini korumaya yardımcıdır. Dînî ve dünyevî ilimlerin tahsîli de lakin sıhhat olduğu vakit mümkün olur.

Bu hususda demişlerdir ki ilim iki kısımdır: İlm-i ebdân, ilm-i edyân. Zira hastalıktan ve fesâttan sâlim olmadıkça kalplerde huzûr, gönüllerde sürûr olmaz. Kalp, hastalıkların mihnet ve elemleriyle teşvişe müstağrak bir durumda iken kendini Allâh’a ibâdete veremez.

Nebî sallallâhu aleyhi ve selem: “Huzûr-ı kalp olmadıkça namaz olmaz.” buyurmuşlardır ki kâmil ve Allâh’a arz olunmaya lâyık bir namaz olmaz demektir. Namazın tamam olması için kalbin huzur içinde ve huzûr halinde, gönlün de tertemiz bir halde bulunması lâzımdır.

Hastalık ve belalardan kurtulmanın yolu.

Nasıl ki insanın dîninde dosdoğru amel edebilmesi için dînini bilmesi gerekiyorsa, vücudunun sıhhatini koruma edebilecek kadar da tıp ilminden nasibini alması gerekir. İnsanın, ziyanlı şeylerden ictinâb etmesi lazımdır. Vücuduna ziyan verecek şeylerden sakınmak mürüvvetin tâ kendisidir.

Bütün tabibler ittifak etmişlerdir ki; insanın sıhhatini müdafaası için tıp ilmini bilmesi kadar yararlı bir şey yoktur. Birtakım hukemâ da; hastalık mideyi doldurmaktan, şifâ da sıhhat asıllarına riâyet etmektendir. Kim bunlara riâyet ederse tabiplerden müstağnî kalır, demişlerdir.

Bazı sahâbeden rivâyet olunduğuna nazaran bir sahabi başkasına:

– Sana çok zaman tabiplerin bile dikkatinden kaçan bir tıbbı, çok zaman âlimlerin bile bilemediği bir ilmi, çok yerde hukemânın gâfil bulunduğu bir hikmeti öğreteyim mi dedik de karşısındaki:

– Öğret, dedi. Bunun üzerine:

İlginizi Çekebilir   İnfitar Ne demek? İnfitar Suresinin Anlamı ve Fazileti

– Çok zaman tabiplerin bile dikkatinden kaçan tıp kaidesi: Sofraya muhakkak sûrette aç iken otur. Çok zaman âlimlerin fevt ettikleri ilim kaidesi: Sana bilmediğin bir şey sual edildiği vakit, Allah bilir, de. Çok zaman hukemânın fevt ettikleri hikmet kaidesi: Tanımadığın bir topluluk içinde bulunduğun zaman eğer hayır söylerlerse onlara iştirak et, şer söylerlerse ikaz edebileceksen et, edemeyeceksen orayı terk et.

Allâme Cârullah ez-Zemahierî, el-Keşşâf’ta nakleder:

Hârun er-Reşid’in nasrânî bir tabîb-i hâzıkı, yani mâhir bir tabibi vardı. Bu, bir gün Ali bin Hüseyin bin Vâkıd’a:

– Sizin Kitâbınızda ilm-i tıbba ait bir şey yok. Hâlbuki ilim, ilm-i ebdân ve ilm-i edyân olmak üzere iki kısımdır, dedi. Ali bin Hüseyin cevâben:

– Allah Teâlâ bir âyetin sadece yarısında bütün tıp ilmini cem etmiştir, dedi. Nasrânî tabip:

– O nedir, dedikte: “Yiyiniz, içiniz fakat aşırı gitmeyiniz.” Meâlindeki âyettir, dedi. Bunun üzerine nasrânî:

– Peki, Rasûlünüz’den tıp husûsunda bir şey rivâyet edilmiş midir, dedikte cevâben:

– Rasûlullah da tıbbı birkaç kelimede cem etmiştir. Şöyle ki: “Mide bütün hastalıkların evidir, perhiz (az ve ölçülü yemek) ise bütün devâların başıdır.” buyurmuştur. Vücûdun tabiî ihtiyâcını ver, fazlasından sakın. Bunun üzerine nasrânî şöyle dedi:

– Kitâbınız ve Peygamber’iniz Calinos’a tıp üzerinde söz hakkı bırakmamış. İbn-i Sinâ demiştir ki:

“Bütün ilm-i tıbbı iki beyitte cem ettim:

Yediğin zaman az ye! Bir defa yedikten sonra üzerine yemekten sakın. Şifâ, yediğini hazm edebilmektedir. Bir mide için yemek üzerine yemek sokmaktan daha zor gelen bir şey yoktur.”

Kaynak: Musâhabe-4, s.92, Sâdık Dânâ, Erkam Yayınları

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.